16 Mart 2012 Cuma

KABALA

Ne bir din ne de bir örgüt olan kabala Yahudi tanrı bilgisi, felsefe, bilim ve mistisizmden doğmuş bir düşünceler sistemidir. Kabala kapalı yapısı ve bilgiye az sayıda kişinin ulaşabilmesinden dolayı entrika, dolap çevirmek anlamına gelen İngilizce cabal  kelimesine kaynaklık etmiştir. Zaman içerisinde bu tersine çevrilmiş ve Kabala kelimesinin bu bu kelimeden doğduğu düşünülmeye başlanmıştır. 
Kabala ilk olarak Eski Ahit'in ilk beş bölümü olan Tekvin, Çıkış, Leviler ve Tesniye'de Tanrı'nın söylediklerinin sözlü olarak yorumlanması olarak ortaya çıkmıştır. bu kitaplar genel Kabala için genel felsefi bir temel oluşturmuşlardır. 
Eski ahitte Tesniye hariç kurallardan bahsedilmez, kurallar açısından İbrani teolojisi üç bölüme ayrılmıştır. Birincisi tüm İsrailli çocuklara öğretilen genel kurallardır. İkincisi tüm kuralların ruhu sayılan ve eğitmenler ile hahamlara öğretilen Mishna'dır. VE bunların ardından kuralların ruhunun ruhu-KABALA- gelir ve sadece idrakk edebilecek Yahudilere öğretilir. 
Kabalacılar ve Yahudiler genel olarak Tevrat'taki her kelime ve her harfin özel bir anlam taşıdığına ve gerçek anlamı çözmek için bilgelik ve sezgi gerektiğine inanmaktadırlar.
bu zorlu ve kafa karıştırıcı bir uğraş, bilinemeyecek olanı bilme girişimidir ve bir anlamda Kabala mantığı devre dışı bırakılarak bir bilinç transformasyonu sayesinde gizli anlamaları kavram tekniğidir. Temelde , sürekli öğrenme yoluyla doğruyu arayan kişinini bilinci gerekli seviyeye getirilmektedir. Bu teknikler gitgide radikalleşen ve zorlaşan deneyimler dizgesinden geçilmeyi gerektirir.
tevrat'ın gerçek anlamı ne olursa olsun, Kabalacılar genelde onun entelektüel bir alıştırmadan çok pratik bir ara     ç gibi görülmesini istemişlerdir. Okuyanı maddi ve entelektüel anlamda geliştirmesi için tek başına okunması için değil, insanlığın aydınlanması gibi yapıcı amaçlar için kullanılması gerektiğinde birleşmişlerdir. Sonuçta Kabalacılar geleneksel dinler ile benzer amaçları paylaşmaktadırlar, özellikle Gnostikler ile. Hem kabala hem Gnostikler şu içinden çıkılmaz sorulara cevap aramaktadırlar: "İyi ve merhametli olan Tanrı neden yarattığı dünyaya kötülüğü de sokmuştur? ezeli ve ebedi olan bir Tanrı nasıl sonu olan bir dünya yaratabilir? İnsanları bilinemeyecek olanı bilmeleri mümkün müdür?"  
Bunun için iki açıklamaları vardır:  bir tanesi "her düşünce kendi çelişkisini yaratır"  diyerek Tanrı bütün düşüncelerin toplamı olduğuna göre bütün çelişkiler de O'nda toplanması gerektiğini savunur. İyi, kötü, adalet ve haksızlık, merhamet ve zalimlik, fanilik ve ebedilik ve diğer tüm karşıtlar Tanrının bütünlüğünde toplanır.
Kabala ve Kabalacıların anlaşılmasını kolaylaştırmak için üç aşamaya bölünebilir.Antik dönem, Ota Çağ dönemi ve Modern Donem.  bu üç dönem de birbirinden oldukça farklıdır. 
eski çağ  Kabala öğretisine etki eden üç kitap bulunmaktadır: Yaratılış kitabı, Nur Kitabı ve Vahiy Kitabı. Modern okurların Vahiy Kitabındaki ölüm, yıkım, ve seçilmiş kurtuluş sahnelerini, özellikle simge anlatımlarındaki kişilikleri anlaması zordur.Örneğin 1500 yıl önceki kitapta geçen Büyük Orospu ile kastedilenin Babil; yedi başlı canavar ile yedi tepe üzerine kurulu Roma'nın temsil edildiğini kolaylıkla anlayabilir. 

Burda çekici bir konu olan Sefirotdan bahsetmek gerekir.Yaratılış Kitabına göre tanrı dünyayı yaratırken on Sefirot ve İbrani alfabesinin  yirmi iki harfinin olduğu otuziki gizli yol yapmıştır. bu Otuz iki gizli yol birleşerek Hayat Ağacını oluşturmakta ve Kabalacı meditasyonun ana hatlarını oluşturmaktadır.Tanrının Maddi dünyaya inmek için kullandığı yol -ve ölümlülerin onun katına çıkmak için kullandıları yol- Sefirotlar, gerçekte Tanrının kutsal isimini hecelemektedir

Bu noktada işler bira daha derin ve karmaşık hal almaktadır. Sefirot'un tabanı dünyayı ( Malkut ), tepe noktası ise ( Keter )Tanrı  başka bir deyişle En Üstün VArlığı Temsil eder. Geriye kalanlar
  • Chokma / Bilgelik
  • Binah / İdrak
  • Chesed / Merhamet
  • Gevurah / Güzellik
  • Netzach / Zafer
  • Hod / Nur
  • Yesod / Temel

Dokuz sefrot ve onları bağlayan yollar Malkutun üzerinde üç adet üçgen oluşturur.Bunlar insan bedenini simge eder.
İnsanlık sefirot'u kullanarak her seferinde bir sefirot ilerleyerek Tanrı'ya ulaşmaya çalışır. Her Sefirot halkası dört dünyayı simgeler ve kendi içinde dört bölüme ayrılır: Arketipler (Azilut) dünyası,Yaratılış dünyası (Briah), Formlar dünyası (Jezirah)ve Maddi dünya (Assirah). Her sefirot bir melek tarafından korunulur ve bu meleklerin görevleri gerekli bilgeliğe, ruhsal saflığa ya da bir sonraki sefirota çıkma azmi olmayanları o sefirota sokmamaktır. 
Kabala'yı bilen herkes sefirotu bilir fakat aralarından pek azı amacı konusunda hemfikirdir. Bazıları sonunda evrenin yaratılması ile sonuçlanan Tanrı'nın Yaratım süreçlerini temsil ettiğine inanmaktadırlar, bazılarıysa yerçekimi ve çekim kuvveti gibi temel fizik yasalarının sembolize ettiğini ileri sürmektedirler. Değişen bu anlamlar Kabalacılar tarafından ya şiddetle savunulmuş ya da gizli toplantılarda şifreli bir şekilde tartışılmıştır. Saefirot'un yapısının karmaşıklığı, yapılan yorumların derinliği, sadece Kabalaya kendini adayanların anlayabileceği şifre bir araya gelerek, Kabalacıların dışarıdan komplolar düzenlemeye çalışan kişiler olarak görülmesine yol açan korku ve kuşkulara sebep olmuştur.
Masonlukla arasında bir bağ olduğu iddiaları Kabalayı hemen gizli örgütler ligine sokmayı başarmıştı. İlk ele alınan Sefirot olmuştur ve onda inanılmaz sayıda gizli mesaj komplo sevdalılarınca bulunmuştur. Güzellik (Tiferet) Sefirotun merkezindedir.Daha sonraki yorumlarda Tiferet tecrübesinin, Freudçuların "egoyu aşma" olarak nitelendirdikleri insan formundan formu olmayan bir duruma geçerek, yeniden doğmayove yeni bir İsa sembolüne dönüşmeyi gerektirdiği belirtilmiştir. Buradan bir zamanlar Tapınak Şovalyelerinin, daha sonra da Masonların söylediği Kutsal Kase örneğine atlamak ve bu gizli örgütler arasında kurmak komplo teorilerinden hoşlananlar için zor olmamıştır.    
      

.
   

1 yorum: